Satış ve Operasyonlardan Sorumlu İcra Kurulu Üyemiz Mutlu Ataç, BT Haber’e bulut teknoloji sistemleri ve Bulutistan’ın gelecek dönemdeki hedefleriyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Kurulduğu günden itibaren Bulutistan organizasyonunun içindeyim. İşin başından beri verdiğim bir örnek var. Kalp atışlarınız hızlandığı zaman damarınızda hissedersiniz ve 7 yıllık Bulutistan hayatımda her anını damarımda hissettim. Profesyonel hayatımda teknoloji ile uğraştığım 25’inci senem. Geldiğimiz noktaya bakıyorum ve umutluyum, mutluyum. Veri yeni yüzyılın en kıymetli değeri ve paradan daha kıymetli. Bütün ülkelerde regülasyonlar var. Ama dağıtık değil. Türkiye’nin temel problemi regülasyonla ilgili bu aslında. EPDK’sı var, SPDK’sı var, BTK’sı var, BDDK’sı var, KVKK’sı var. Türkiye’de bir düzenleyici kurumlar, bir de regülatif kurumlar ve kafa karışıklığı var. Bu kafa karışıklığını çözün artık dedik ve bu konuda umutluyum. Yasal konjonktürden bağımsız olarak söylüyorum. Cumhurbaşkanlığı Dijital Ofisi, Ali Taha Koç ve ekibi bu konuda iyi çalışıyor. Kamudan bir iki tane bilgi vereyim. Kamuda herhangi bir bakanlık bütçesi olsa dahi ‘ben veri merkezi kuracağım’ dediği zaman Dijital Çözüm Ofisi’nden onay almak zorunda. Belli bir yatırım bütçesinin üzerinde bir çalışma yapacaksa Dijital Çözüm Ofisi’nden onay şart. Dijital Dönüşüm Ofisi bilgi güvenliğine başlamak üzere düzenleyici bir takım çalışmalar yapıyor. Bunun bir sonraki aşamasında regülasyon ve kafa karışıklığı da çözülecektir. Diğer hassas konu, buluta geçince personel ne olacak. IT’ci ya da bu seviyede bir yönetici olmak için belli bir zeka seviyesinin üzerinde olmak lazım.
Müşteri öncelikleri değişiyor
Kıymetli personelleriz. Kıymetli personeli alıyor, sanal sunucuyu aç kapat, networke erişti mi erişmedi mi gibi kıymetsiz operasyonel işlerde kullanıyorsunuz. Halbuki bu kıymetli personel şirketlerin ya da kamu kurumlarının gelecekle ilgili vizyoner işlerinde gelecek perspektiflerinin daha kıymetli olanlarda şirketin kritik noktalarında değerlendirilebilir ve daha verimli olabilirler. Ben bugüne kadar buluta geçti diye personel azaltan bir şirket görmedim. Günün sonunda bulut kendi kendine çalışmıyor. Geçen sene müşterilerimize sorduk, ‘Neden bulutu tercih ettiniz?’ dedik. Genelde bu soruyu sorduğumda herkes ‘maliyet’ derdi ama bu sefer bir numara ‘esneklik’ çıktı. Çünkü her şey acil. CIO’ların en önemli konusu esneklik ve müşterilerimiz bize bunu öğretti. İkinci olarak “hız” dediler. Üçüncüsü enteresan bir başlık. Esneklik yüzde 56, hız yüzde 40, bağımsızlık ve özgürlük ise yüzde 36 ile üçüncü sırada. Üreticiye bağımlı olmak istemiyorlar. Bulut lokalde yapılan yatırımlara nispeten daha özgür bir alan. Standartlar üç aşağı beş yukarı belli. Bugün bu buluttasınız, yarın başka buluta geçebilirsiniz. Son sıraya ise müşterilerimiz ‘maliyet’i koydu.
Peki bulut mu daha güvenli yoksa on-prem mi? Birkaç külçe altınınızı evdeki kasaya mı koyarsanız daha güvenli bankadaki kasaya koyarsanız? Bu seviyede bu masadaki ölçekte on prem’e çok ciddi yatırımların, bilinçli ve tecrübeli yapıldığı doğru. Ama biraz aşağıya inin ve firewall’un ne olduğunu bilmeyen şirketler var. Ankara’da ‘kamuda bulut’ etkinliği düzenledik. Sorunun bir tanesi; kamu, güvenli buluta ne kadar hazır? Biz güvenliğe şöyle bakıyoruz. En aşağıda network. Sonra sistem güvenliği, uygulama güvenliği, veri güvenliği, bir de bulut dışında kullanıcı güvenliği olarak 5 tane ana başlık var. En zayıf halka ise ‘kullanıcı güvenliği’. Böyle bütünsel bakmak gerektiğinde hem fikiriz.
Bulutistan, Sabancı Holding’in Ak Portföy aracılığıyla yatırım yaptığı bir teknoloji şirketi. Kampusümüz Altunizade’de. Özellikle güvenlik başlığı altında Sabancı DX ile birlikte uçtan uca hizmet veriyoruz. Bulutta hazır olan güvenlik servisleri var. Ama uygulama güvenliği, veri güvenliği ve son kullanıcı güvenliği bulutta zayıf olan halkalar. Buraların geliştirilmesi lazım ve buralar da zaman içinde gelişecektir.
Biz dünyaya sanal makine penceresinden bakmıyoruz artık. Artık Cloud 2.0 dediğimiz dünya konteynır, mikroservisler, DevOps ve SecOps dünyası. Kendi içimizde DevOps ve SecOps ekiplerimiz var. Buralarda ürün geliştiriyor ve müşterilerimize hizmet veriyoruz. Mikroservis dönüşüm danışmanlığı başlığı altında hizmetlerimiz var. Hem genel hem özel konteynır servisleri veriyoruz.
Stratejik adımlar daha da hızlanmalı
Şu anda bizimle beraber ilk defa yapılan bir servis var. Bildiğimiz Amazon mantığının aynısını alt tarafta başladılar çalışmaya. Büyük olasılıkla yakında yayına geçeceğiz. Tamamen artık CPU’ya göre, memory’e, network’e göre ölçekleme mantığı oluşacak burada.
Son olarak şunu da söylemek istiyorum: Buluta gidilecek. Fren yapmamız gereken bir durum yok. Ancak buluta giderken bu seviyede full cloud diye bir kavramdan konuşamayız. Bizim bugün bu seviyede konuşacağımız kavram hibrid cloud. Bu hibrid cloud’a giderken de hem cloud dönüşüm anlamında, oraya da aracılık edecek şirketler doğacak. Bunlar geçmişte ‘sistem entegrasyonu’ diye bildiğimiz şirketler. Yeni dünyada bunlar ‘bulut brokerlığa’ doğru evrilecek. Bu dönüşüm başladı ve burada da ilerleyerek devam edeceğiz. Bulutistan’ın altyapısında brokerlik yapan yaklaşık 50’den fazla entegrasyon şirketi var. Bizim ürün ve servislerimizi müşterilerine sunuyor, anlatıyorlar. Broker dünyası gelecekte büyüyecek ve bu da çok önemli konulardan biri.
Son olarak erişim yedekliğinden bahsettik. Biz bütün altyapılarımızda SLA’i bu seviyeye hazır şekilde geliştiriyoruz. Çocukluğumda evimizde siyah beyaz televizyon vardı. Üstünde de açma-kapama ses düğmesi vardı. Televizyonu bozma ihtimalimiz yok. Elimi televizyona doğru uzatırdım, annem elime vururdu ‘bozarsın’ derdi. O gün eline vurulan çocuklar bugünün şirketlerin yöneticileri. Biz bu ülkenin geleceği için fırsatız. Bu ülkeyi çocuklarımızdan miras aldık. Daha kararlı, daha ısrarlı, memleketi daha da geleceğe götürecek stratejik hareketleri cesaretle yapmamız lazım. Teknoloji bunların önündeki en önemli unsur. Pandemi bunu hızlandırdı ama biz bunu daha da hızlandırabiliriz. Bunun daha da hızlanmasına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.